Monokrom sensörler ve Fujisel Hayaller4 dakika

Yaklaşık okuma süresi: 3 dakika

Bugün, geçen yazıda bahsettiğim sensör teknolojileri ve sensör önündeki renk filtreleri konusuna devam etmek istiyorum. Aslında çok daha derin olan mevzular, evet, ve benim elektronik konusundaki bilgim sadece yüzeysel bilgi vermeme yetecek kadar. Zaten amacım akademik makale yayımlamak değil 🙂 . Ne yazık ki bahsedeceğim konuda kendi deneyimimden yararlanma şansım da yok, çünkü monokrom sensörlü bir fotoğraf makinesi kullanma şansım olmadı. Bu yazının içeriği okuduğum, izlediğim kaynaklardan bir derleme, ve Türkçe’ye çevirme olarak değerlendirilmelidir.

Her şey birkaç yıl önce, Alman üretici Leica’nın yeni bir modeli olan M Monochrom makinenin incelemesini izlememle başladı. İlk yıllarda bunun ne demek olduğunu, neden böyle bir adım atıldığını anlamadım ve pek de ilgi göstermedim. Çünkü, satın alınabilecek her fotoğraf makinesinin siyah-beyaz fotoğraf çekmeye yarayan bir modu vardı. Hatta daha da ileri gidip “Tipik bir Leica hamlesi, niş olmak adına saçma sapan işler yapıyorlar” diye düşündüm – ki bu önerme kimi konularda doğru olduğunu düşünüyorum.

Sonra, zamanla üzerine daha fazla şey okudukça, yeni modelleri çıkınca önüme çıkan yeni tanıtımları takip ettikçe ve tabii ki daha fazla bilgi edindikçe bir aydınlanma yaşadım, ve ilk kez “Bir dakika yahu” diye düşündüm. Bu durumun fotoğrafın teknik konularına verdiğim öneminin azalıp, içeriğe verdiğim önemin artmaya başladığı dönemlere denk gelmesi tabii ki bir tesadüf değil. Daha önce de yazdığım Fujifilm X-Pro3 yazımda da değindiğim gibi, fotoğraf makinelerinin hislere de hitap etmesini değerli buluyorum. O yüzden bakış açımı değiştirip, reddetmeyi bırakıp, anlamaya çalışmaya başladım.

Peki siyah-beyaz bir sensör aslında ne? Ve tabii ki bugün, dijital çağın zirvesi diyebileceğimiz günlerde, ne işe yarar? Öncelikle, şunu belirtmek lazım: Evet, her makinenin çektiği fotoğrafları siyah-beyaza çevirebilirsiniz. Ve evet, kimse siyah-beyaz sevmek zorunda değil. Ama eğer siyah-beyaz çekmeyi seviyorsanız, ve SADECE onunla yaşabilirseniz, bu sensörlerin hoşunuza gitme olasılığı doğabilir. Yani bu tip sensörler gerçekten son derece niş fotoğraf makinelerinde bulunması, oldukça normal.

Bu tip sensörlerin en büyük avantajına gelirsek, öndeki renk filtresinin (bir önceki yazıda detayları var) olmayışı. Bu sayede görüntü ile ışığa duyarlı katmanın arasında herhangi başka bir katman olmuyor. Ve bu da, özellikle düşük ışıktaki görüntü kalitesini ciddi anlamda iyileştiriyor. Ayrıca, keskinliğin artması da bu sayede mümkün oluyor, çünkü öndeki x-trans veya bayer katmanı herhangi bir engellemede bulunmuyor. Bir diğer avantajı ise, demozaikleme denen aşamada (her raw düzenleyicinin gelen ham sensör verisini gösterme adımı – ki bu çeşitli programların dosyaları farklı renk ve dokuda göstermesine neden olan “yorumlama” adımıdır) ortaya çıkan farklılıkları minimize edebilmesidir.

Bu konuda, aşağıdaki sitede İngilizce bir karşılaştırma da yapılmış. İlgisini çeken olursa, okuyabilir.

Leica black and white ISO comparison: Q2 Monochrom vs. M10 Monochrom vs. Q2 vs. M10-R
Leica Monochrom sensörlerin Bayer filtreli sensörleriyle karşılaştırılması (İngilizce)

Tüm bu konulara biraz kafa yorduktan sonra, Fujifilm’in de bir monokrom sensör üretmesi aslında fotoğrafçılık konusundaki yönelimine ne kadar da uygun olacağını düşündüm. Çünkü, 2020li yıllarda X-Pro3 gibi fotoğraf odaklı ve hatta geleneksel fotoğraf odaklı, ekranının öntanımlı konumunun kapalı olduğu bir makine üretme cesaretini gösterebilen bir şirket, pekala monokrom sensörlü bir makine de yapabilir.

Bu makine tabii ki herkesi mutlu etmeyecektir, çok eleştirilecektir ve şüphesiz ki çok satılmayacaktır. Yani finansal açıdan mantıklı bir hamle olması çok mümkün değil. Ama belki de X-Sistemin 10. yılına özel böyle bir sürprizle karşılaşırız, bilmiyorum. X-Pro serisine çok yakışacağı şüphesiz. “X-Pro3 Monochrom”, ne güzel bir özel seri olurdu.

Henüz hiçbir yerde bu konuda bir şey okumadım da duymadım da. Yani gelmesi son derece düşük bir olasılık. Ancak eğer gelirse, birçok fotoğrafçının, özellikle de sokak fotoğrafçısının kalbini kazanabileceğini düşünüyorum ve forumlara ve kimi yabancı sitelerdeki yorumlara bakılırsa yalnız da değilim. Ancak benimkisi bir hayalden ibaret sadece.

Sizin bu konudaki düşünceniz nedir? Monochrom bir X-Pro sizin ilginizi çeker mi? Düşüncelerinizi yorumlarda paylaşabilirsiniz.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir